Fabrizio De André: Amico fragile
GLI EXTRA DELLE CCG / AWS EXTRAS / LES EXTRAS DES CCGOriginal | Türkçe çeviri / Traduzione turca / Turkish translation / Traduction... |
FABRIZIO DE ANDRÉ: AMICO FRAGILE | Narin arkadaş |
Evaporato in una nuvola rossa in una delle molte feritoie della notte con un bisogno d'attenzione e d'amore troppo, "Se mi vuoi bene piangi " per essere corrisposti, valeva la pena divertirvi le serate estive con un semplicissimo "Mi ricordo": per osservarvi affittare un chilo d'erba ai contadini in pensione e alle loro donne e regalare a piene mani oceani ed altre ed altre onde ai marinai in servizio, fino a scoprire ad uno ad uno i vostri nascondigli senza rimpiangere la mia credulità: perché già dalla prima trincea ero più curioso di voi, ero molto più curioso di voi. | Buhar olup gitti kızıl bir bulutun içinde, gecenin birçok açıklığından birinin içinde, ilgi ve sevgi ihtiyacı ile, büyük bir ihtiyaç, “Beni seviyorsan, ağla”, karşılık görmek için. Değerdi yaz akşamlarınızın keyfini çıkarmaya, çok yalın bir “Hatırlıyorum” ile: Hatırlıyorum seyrettiğimi bir kilo ot kiraladığınızı emekli köylülere ve kadınlarına ve armağan ettiğinizi bol bol deryaları ve başka ve başka dalgaları iş başındaki denizcilere. Sonunda, gizlendiğiniz yerleri birer birer keşfetmiştim, pişmanlık duymadan safdilliğime; çünkü daha ilk siperden itibaren, daha çok meraklıydım sizden, çok daha meraklıydım sizden. |
E poi sospeso tra i vostri "Come sta" meravigliato da luoghi meno comuni e più feroci, tipo "Come ti senti amico, amico fragile, se vuoi potrò occuparmi un'ora al mese di te" "Lo sa che io ho perduto due figli" "Signora lei è una donna piuttosto distratta." | Sonra sizin “Nasılsınız?”larınız arasında bocalıyor, şaşıyordum daha az bilinen, daha amansız sözlerinize, şöyle: “Kendini nasl hissediyorsun arkadaşım, narin arkadaşım? İstersen, ayda bir saat ilgilenirim seninle". “İki çocuğumu kaybettiğimi biliyor musunuz?" "Hanımefendi, oldukça dalgın bir kadınsınız”. |
E ancora ucciso dalla vostra cortesia nell'ora in cui un mio sogno ballerina di seconda fila, agitava per chissà quale avvenire il suo presente di seni enormi e il suo cesareo fresco, pensavo è bello che dove finiscono le mie dita debba in qualche modo incominciare una chitarra. | Ve gene nezaketinizle teslim alıyordunuz beni tam da bir hayalim ---ikinci sıradaki dansçı kadın--- bilinmeyen bir gelecek için salladığında armağanını ---iri göğüslerini--- ve yeni sezaryen izini… Güzelmiş, diye düşünüyordum, parmaklarımın bittiği yerde bir biçimde bir gitarın başlaması. |
E poi seduto in mezzo ai vostri arrivederci, mi sentivo meno stanco di voi ero molto meno stanco di voi. | Ve sonra, sizin “Görüşmek üzere!”leriniz arasında oturmuş, sizden daha az yorgun hissediyordum kendimi, çok daha az yorgundum sizden. |
Potevo stuzzicare i pantaloni della sconosciuta fino a vederle spalancarsi la bocca. Potevo chiedere ad uno qualunque dei miei figli di parlare ancora male e ad alta voce di me. Potevo barattare la mia chitarra e il suo elmo con una scatola di legno che dicesse perderemo. Potevo chiedere come si chiama il vostro cane Il mio è un po' di tempo che si chiama Libero. Potevo assumere un cannibale al giorno per farmi insegnare la mia distanza dalle stelle. Potevo attraversare litri e litri di corallo per raggiungere un posto che si chiamasse arrivederci. | Oynayabilirdim pantalonu ile bilinmeyen kadının ta ki görene kadar açıldığını ağzının. İsteyebilirdim çocuklarımın herhangi birinden hakkımda kötü ve yüksek sesle konuşmasını. Takas edebilirdim gitarımı ve kaskını “Kaybedeceğiz” diyen tahta bir kutu ile. Sorabilirdim size, köpeğinizin adı ne diye. Benimkinin adı, bir süreden beri Hür. Her gün bir yamyam tutabilirdim öğretmesi için bana yıldızlara ne kadar uzağım. Litrelerce mercanı geçebilirdim “Görüşmek üzere” adlı bir yere varmak için. |
E mai che mi sia venuto in mente, di essere più ubriaco di voi di essere molto più ubriaco di voi. | Ama aklımdan bile geçmedi, daha sarhoş olduğum sizden, çok daha sarhoş olduğum sizden. |