Soldadito Boliviano [Guitarra en duelo mayor]
Paco IbáñezOriginale | Versione turca di Ülkü Tamer, da: |
SOLDADITO BOLIVIANO [GUITARRA EN DUELO MAYOR] | BOLİVYALI KÜÇÜK ASKER |
Soldadito de Bolivia, soldadito boliviano, armado vas con tu rifle, que es un rifle americano, soldadito de Bolivia, que es un rifle americano. | Bolivyalı küçük asker, Bolivyalı küçük asker, sırtında tüfeğin, gidiyorsun tüfeğin Amerikan malı tüfeğin Amerikan malı Bolivyalı küçük asker tüfeğin Amerikan malı. |
Te lo dio el señor Barrientos, soldadito boliviano, regalo de mister Johnson, para matar a tu hermano, para matar a tu hermano, soldadito de Bolivia, para matar a tu hermano. | Sinyor Barrientos verdi onu sana Bolivyalı küçük asker Mister Johnson' un armağanı kardeşini vurman için kardeşini vurman için Bolivyalı küçük asker kardeşini vurman için. |
¿No sabes quien es el muerto, soldadito boliviano? El muerto es el Che Guevarra, y era argentino y cubano, soldadito de Bolivia, y era argentino y cubano. | Kim bu ölü, bilmiyor musun Bolivyalı küçük asker? Bu ölü Che Guevara, Arjantinliydi Kübalıydı Arjantinliydi Kübalıydı Bolivyalı küçük asker, Arjantinliydi Kübalıydı. |
El fue tu mejor amigo, soldadito boliviano, el fue tu amigo de a pobre del Oriente al altiplano, del Oriente al altiplano, soldadito de Bolivia, del Oriente al altiplano. | En iyi dostundu senin, Bolivyalı küçük asker, yoksulların dostuydu doğudan dağlara kadar doğudan dağlara kadar Bolivyalı küçük asker doğudan dağlara kadar. |
Esta mi guitarra entera, soldadito boliviano, de luto, pero no llora, aunque llorar es humano, aunque llorar es humano, soldadito de Bolivia, aunque llorar es humano. | Gitarım tepeden tırnağa Bolivyalı küçük asker yas tutuyor, ağlamıyor ağlamak insan işi ağlamak insan işi Bolivyalı küçük asker ağlamak insan işi. |
No llora porque la hora, soldadito boliviano, no es de lagrima y pañuelo, sino de machete en mano, sino de machete en mano, soldadito de Bolivia, sino de machete en mano. | Sırası değil ağlamanın Bolivyalı küçük asker ele mendil yakışmaz şimdi ele tırpan yaraşır ele tırpan yaraşır Bolivyalı küçük asker ele tırpan yaraşır. |
Con el cobre que te paga, soldadito boliviano, que te vendes, que te compra, es lo que piensa el tirano, es lo que piensa el tirano, soldadito de Bolivia, es lo que piensa el tirano. | Para veriyorlar sana Bolivyalı küçük asker alıp satıyorlar seni bu iş zalimin işi bu iş zalimin işi Bolivyalı küçük asker bu iş zalimin işi. |
Despierta, que ya es de día, soldadito boliviano, esta en pie ya todo mundo, porque el sol salió temprano, porque el sol salió temprano, soldadito de Bolivia, porque el sol salió temprano. | Vakti geldi uyanmanın Bolivyalı küçük asker dünya ayağa kalktı erkenden doğdu güneş erkenden doğdu güneş Bolivyalı küçük asker erkenden doğdu güneş. |
Coge el camino derecho, soldadito boliviano; no es siempre camino fácil, no es fácil siempre ni llano, no es fácil siempre ni llano, soldadito de Bolivia, no es fácil siempre ni llano. | Doğru yolu tutmaya bak Bolivyalı küçük asker kolay bir yol değil bu kolay değil, düzgün değil kolay değil, düzgün değil Bolivyalı küçük asker kolay değil, düzgün değil. |
Pero aprenderás seguro, soldadito boliviano, que a un hermano no se mata, que no se mata a un hermano, que no se mata a un hermano, soldadito de Bolivia, que no se mata a un hermano. | Şunu öğrenmen gerek Bolivyalı küçük asker kardeş dediğin vurulmaz kardeşini vurmaz insan kardeşini vurmaz insan Bolivyalı küçük asker kardeşini vurmaz insan. |