Birmingham Sunday
Richard FariñaTraduzione turca / Turkish translation / Traduction turque /... | |
HALÁL BÖRMINGEMBEN [1] | BİRMİNGHAM'DA BİR PAZAR |
Gyere ide, ülj mellém, figyeld dalom | Gelin yanıma toplanın size bir şarkı söyleyeceğim, |
énekem most szomorú nagyon. | çok yumuşakça söyleyeceğim, kimseyi incitmeyecek. |
A városban, folyt a vér, mint a bor, | Birmingham'da bir Pazar kan şarap gibi aktı, |
és a kórus énekelt a szabadságról. | ve koro özgürlüğün şarkısinı söylemeye devam etti. |
Hideg őszi reggelen, szem nem látta a napot | O soguk sonbahar sabahı kimse güneşi görmedi |
Addie Mae Collins volt az első áldozat | bir numara Addie Mae Collins idi. |
mért menekült volna a Baptista templomból ? | Başka bir vaftiz kilisesinde koşmaya gerek yoktu |
És a kórus énekelt a szabadságról. | ve koro özgürlüğün şarkısinı söylemeye devam etti. |
Sötét felhőket görgetett az égen a szél | Bulutlar karaydı ve sonbahar yeli esiyordu, |
Denise McNair volt a másik áldozat | Denise McNair iki numarayı taşıyordu. |
a halál sólyom, a gonosz, lecsapott rájuk | Ölüm şahinleri onları bildiği bir yaratıktı |
és a kórus énekelt a szabadságról. | ve koro özgürlüğün şarkısinı söylemeye devam etti. |
A templom tele volt, csak kevesen látták | Kilise kalabalıktı ve kimse görmedi, |
ahogy Cynthia Wesley’s is meghal | Cynthia Wesley'in koyu numarası üçtü. |
hite és imája szégyenbe hoz minket.. | Onun duaları ve duyguları seni ve beni utandıracaktı |
És a kórus énekelt a szabadságról. | ve koro özgürlüğün şarkısinı söylemeye devam etti. |
Carol Robertson belépett az ajtón | Genç Carol Robertson girdi kapıdan |
ő lett a negyedik áldozat | ve katillerinin ona verdiği numara dörttü. |
áldásért jött, de nem érhette meg az áldást. | Bir hayır duası istedi başka da birsey istemedi |
És a kórus énekelt a szabadságról. | ve koro özgürlüğün şarkısinı söylemeye devam etti. |
Börmingemben egy napon rázkódott a fold | Birmingham'da bir Pazar bir gürültü sarstı yeri |
volt a világon, ki hátat fordított | ve dünyanın her yerindeki insanlar döndüler etraflarında. |
sok volt ki később nem emlékezett | Çünkü kimse daha korkak bir ses anımsamıyordu, |
és a kórus énekelt a szabadságról. | ve koro özgürlüğün şarkısinı söylemeye devam etti. |
Egyszer egy erdőben valaki megkérdezte | Ormandaki adamlar bir kez sormuşlar beni |
ugyan mennyi málna terem a tengeren ? | ne çok böğürtlen büyüyordu mavi denizde. |
Igen, képtelenség, s könnyel lett tele szemem | Gözlerimde yaşlarla tekrar sordum hemen, |
de megválaszoltam, hány hajó van az erdőben ? | ormanda kaç tane kara gemi var? |
Egy vasárnap jött, a vasárnap ment | Bir Pazar geldi, bir Pazar gitti. |
nem tehetek mást, mint hogy ezt a dalt éneklem | Ve ben size şarki söylemekten fazlasını yapamıyorum. |
majd halk leszek, hogy ne zavarjak senkit meg | Çok yumuşakça söyleyeceğim, kimseyi incitmeyecek, |
és a kórus énekel a szabadságról. | ve koro özgürlüğün şarkısinı söylemeye devam etti. |
[1] Il titolo significa "Morte a Birmingham" in ungherese / The title translates "Death in Birmingham" in Hungarian / Le titre se traduit par "Mort à Birmingham" en Hongrois. |