Todesfuge
Diamanda GalásTURCO / TURKISH / TURC / TURKKI | |
죽음의 푸가 | ÖLÜM FÜGÜ |
새벽의 검은 우유 우리는 그것을 저녁에 마신다 우리는 그것을 낮에 아침에 마신다 우리는 그것을 밤에 마신다 우리는 마시고 또 마신다 우리는 허공에 무덤을 판다 거기는 눕기에 비좁지 않다 한 남자가 집에 산다 그는 뱀들을 가지고 논다 그는 쓴다 그는 어두워지면 독일로 편지를 쓴다 너의 금발머리 마르가레테 그는 그것을 쓰고 집앞으로 나온다 별들이 반짝인다 그는 휘파람으로 자기 사냥개들을 부른다 그는 휘파람으로 유대인들을 불러내어 땅에 무덤을 파게 한다 그는 우리에게 명령한다 이제 춤곡을 연주하라 | Akşam vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü ve öğlenlerle sabahlarda bir de geceleri hiç durmaksızın içmekteyiz bir mezar kazıyoruz havada rahat yatılıyor Bir adam oturuyor evde yılanlarla oynayıp yazı yazan hava karardığında Almanya'ya senin altın saçlarını yazıyor Margarete bunu yazıp evin önüne çıkıyor ve yıldızlar parlıyor köpeklerini çağırıyor ıslıkla sonra Yahudilerini çağırıyor ıslıkla toprakta bir mezar kazdırıyor bize buyruk veriyor haydi bakalım şimdi dansa |
새벽의 검은 우유 우리는 밤에 너를 마신다 우리는 너를 아침에 낮에 마신다 우리는 너를 저녁에 마신다 우리는 마시고 또 마신다 한 남자가 집에 산다 그는 뱀들을 가지고 논다 그는 쓴다 그는 어두워지면 독일로 편지를 쓴다 너의 금발머리 마르가레테 너의 잿빛머리 술라미트 우리는 허공에 무덤을 판다 거기는 눕기에 비좁지 않다 | Gece vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü ve sabahlarla öğlenlerde bir de akşamları hiç durmaksızın içmekteyiz Bir adam oturuyor evde yılanlarla oynayıp yazı yazan hava karardığında Almanya'ya senin altın saçlarını yazıyor Margarete senin kül olmuş saçlarını Sulamith bir mezar kazıyoruz havada rahat yatılıyor |
그는 소리친다 너희들 일부는 더 깊게 땅나라에 삽질하고 나머지는 노래하며 연주하라 그는 허리에 찬 권총을 잡는다 그는 그것을 휘두른다 그의 눈은 파랗다 너희들 일부는 더 깊게 삽질하라 나머지는 계속 춤곡을 연주하라 | Adam bağırıyor daha derin kazın toprağı siz ötekiler şarkılar söyleyip dans edin tutup palaskasındaki demiri savuruyor havada gözlerinin rengi mavi sizler daha derine sokun kürekleri ötekiler devam edin çalmaya ve dansa |
새벽의 검은 우유 우리는 너를 밤에 마신다 우리는 너를 낮에 아침에 마신다 우리는 너를 저녁에 마신다 우리는 마시고 또 마신다 한 남자가 집에 산다 너의 금발머리 마르가레테 너의 잿빛머리 술라미트 그는 뱀들을 가지고 논다 | Gece vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü ve sabahlarla öğlenlerde bir de akşamları hiç durmaksızın içmekteyiz bir adam oturuyor evde senin altın saçların Margarete senin kül saçların Sulamith adam yılanlarla oynuyor |
그는 소리친다 더 달콤하게 죽음을 연주하라 죽음은 독일에서 온 대가(大家) 그는 소리친다 더 어둡게 바이얼린을 켜라 너희는 연기가 되어 허공으로 피어오르라 그러면 너희는 구름 속에 무덤을 얻을 것이다 거기는 눕기에 비좁지 않다 | Sesleniyor daha tatlı çalın ölümü çünkü o Almanya'dan gelen bir ustadır sesleniyor daha boğuk çalın kemanları sonra sizler duman olup yükseliyorsunuz göğe sonra bir mezarınız oluyor bulutlarda rahat yatılıyor |
새벽의 검은 우유 우리는 너를 밤에 마신다 우리는 너를 낮에 마신다 죽음은 독일에서 온 대가 우리는 너를 저녁에 아침에 마신다 우리는 마시고 또 마신다 죽음은 독일에서 온 대가 그의 눈은 파랗다 그는 납총알로 너를 맞춘다 그는 정확하게 너를 맞춘다 한 남자가 집에 산다 너의 금발머리 마르가레테 그는 사냥개들을 우리에게로 몰아댄다 그는 우리에게 허공의 무덤을 선사한다 그는 뱀들을 가지고 논다 그리고 꿈을 꾼다 죽음은 독일에서 온 대가 | Gece vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü sonra öğlen vakitlerinde ölüm Almanya'dan gelen bir ustadır akşamları ve sabahları içmekteyiz hiç durmadan ölüm bir ustadır Almanya'dan gelen gözleri mavi bir kurşunla geliyor sana tam göğsünden vurarak bir adam oturuyor evde senin altın saçların Margarete köpeklerini salıyor üstümüze havada bir mezar armağan ediyor yılanlarla oynuyor ve dalın düşlere ölüm Almanya'dan gelen bir ustadır |
너의 금발머리 마르가레테 너의 잿빛머리 술라미트 | senin altın saçların Margarete senin kül olmuş saçların Sulamith |